A- A+

Kamu İhalelerinde Yapay Zekâ: Şeffaflık ve Verimlilik İçin Bir Adım mı?

Yapay zekânın günümüz dünyasında etkili olmadığı neredeyse hiçbir alan kalmadı. Kamu ihalelerinde de bu teknolojiye yönelik bir eğilim var; gerek şeffaflık gerekse verimlilik adına yapay zekâ destekli sistemlere geçmek fikri kulağa oldukça hoş geliyor. Peki, gerçekten işin aslı öyle mi? Yapay zekâ, kamu ihalelerinde daha adil ve tarafsız bir süreci getirebilir mi yoksa kendine has yeni riskleri de beraberinde mi getiriyor?

Şeffaf ve güvenilir bir ihale süreci, topluma kaynakların doğru kullanıldığına dair bir güven duygusu verir. Ancak maalesef kamu ihalelerinde yıllardır usulsüzlükler ve şaibeler, hatta zaman zaman yolsuzluklar yaşanıyor. İşte tam da bu noktada yapay zekânın sahneye çıkışı bir umut yaratıyor. Algoritmaların devreye girmesiyle işlerin daha adil yürüyeceğine, hataların azalacağına dair bir beklenti var. Ancak burada sormamız gereken çok önemli sorular var: Bu süreç gerçekten o kadar tarafsız mı olacak? Yapay zekâ, insan eli değmeden her şeyi doğru ve adil bir şekilde mi yapacak?

Yapay zekânın ihalelerde sağladığı en önemli avantajlardan biri, bize her şeyin hızlı ve daha az hatalı bir şekilde sonuçlanacağı vaadini sunması. Tekliflerin hızlıca değerlendirilmesi, tarafsız bir sıralama yapılması ve en iyi teklifin seçilmesi kulağa harika geliyor. Ancak, işin içinde yapay zekâ dahi olsa, sistemi programlayan bir insan var ve o insanın yapay zekâya kazandırdığı belirli bakış açıları, kriterler ve belki de önyargılar var. Dolayısıyla, kamu ihalelerinde yapay zekâ kullanımı, insan hatasını minimuma indirirken aslında başka bir tür önyargıyı da beraberinde getirme riski taşıyor.

Yapay zekânın algoritmalarına hâkim olan kim? Bu algoritmalar hangi kriterlere göre geliştirildi? İhale sistemine etki eden parametrelerin hepsi gerçekten adil ve objektif mi? Örneğin, bir algoritma belli bir şirketin geçmiş projelerine daha fazla ağırlık veriyorsa, yeni bir girişim veya daha küçük bir firma bu değerlendirmede baştan elenmiş olabilir. Bu durumda, kamu kaynaklarının gerçekten en iyi tekliflere yönlendirildiğine ne kadar güvenebiliriz?

Şeffaflık, yapay zekâ destekli bir ihale sürecinde temel nokta olmalı. Kamu kaynaklarının kimlere ve nasıl tahsis edildiğini halk olarak bilmemiz gerekir. İhale sürecine katılan şirketlerin algoritmaya dair tüm bilgilere ulaşabilmesi, bu sürecin daha adil olması için kesinlikle gereklidir.

Özellikle kamu ihalelerinde yapay zekâ ile karar alındığında, vatandaşın bunu denetleyebilmesi şart. Bu noktada algoritmaların nasıl çalıştığını, hangi verilerin kullanıldığını kamuoyuna açıklamak büyük bir güven sağlar. Ancak, bir sistem karmaşık algoritmalarla çalışıyorsa ve bunlar bağımsız denetimden geçmiyorsa, vatandaş olarak bu sistemin adil olduğuna güvenmek zorlaşır. Bu durum, ihale sürecinin şeffaflık ilkesini desteklemediği sürece, sadece süslü bir teknoloji yatırımı olmak