A- A+

101. Yılında Cumhuriyet'i Dijital Çağa Taşımak: Atatürk'ün Mirası ve Geleceğe Uzanan Köprü

Cumhuriyet, 101 yıldır dimdik ayakta duruyor. Bu büyük başarı, sadece bir devletin kuruluş yıldönümü değil, aynı zamanda Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde başlatılan çağdaşlaşma ve ilerleme hareketinin de bir sembolü olarak karşımıza çıkıyor. 101. yılında Cumhuriyet'i kutlarken, Atatürk’ün bizlere emanet ettiği bu mirası gelecek nesillere aktarmak ve dijital çağın olanaklarıyla daha da güçlendirmek büyük önem taşıyor. O zaman şunu açıkça söylemek gerekir ki Atatürk, Cumhuriyet’in temellerini atarken yalnızca bir devlet inşa etmedi; eğitimden sağlığa, tarımdan sanayiye kadar geniş bir yelpazede yepyeni bir ufuk açtı. O dönemin koşullarında bu projeler, cesaret isteyen köklü adımlardı. Toplumun her kesimine dokunan reformlar, aslında bir medeniyet hamlesiydi. Bugün bizlere düşen ise Atatürk’ün akıl ve bilime dayalı bu mirasını dijital çağın gerekleriyle buluşturmak.

Örneğin, eğitimdeki devrimci anlayışını düşünelim. Harf İnkılabı ve Millet Mektepleri gibi projelerle halkı eğitime dahil etmek, dönemin en önemli hamlelerinden biriydi. Bugün ise, eğitimi daha erişilebilir kılmak için elimizde dijital platformlar var. E-öğrenme sistemleri, yapay zekâ destekli içerikler, uzaktan eğitim uygulamaları… Atatürk yaşasaydı, bu teknolojilere sarılıp “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” nesiller yetiştirmek için kullanmaz mıydı?

"Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da milleti esaret ve sefalete terk eder."

Atatürk’ün eğitimde fırsat eşitliğine verdiği değer, günümüz dijital olanaklarıyla çok daha geniş kitlelere ulaşma potansiyeline sahip. Örneğin, Halk Mektepleri ve Köy Enstitüleri’nin dijital platformlara taşınmasıyla birlikte, bu ilke daha da güçlenebilir. Online eğitim kaynakları, interaktif öğrenme uygulamaları ve uzaktan eğitim modelleri sayesinde coğrafi engeller ortadan kalkar ve herkesin nitelikli eğitime erişimi sağlanabilir. Böylece, Atatürk’ün bu vizyonu dijital çağda da hayat bulur. Cumhuriyet’in bekçileri olarak bu vizyonu yaşatmaksa hepimizin elini taşın altına koymasıyla mümkün olacaktır.

"Beni Türk hekimlerine emanet ediniz."

Atatürk’ün liderliğinde temelleri atılan sağlık reformları, halkın sağlığını koruma ve yaygın sağlık hizmetleri sunma hedefini merkeze alıyordu. Bu anlayışın simgelerinden biri olan Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü, o dönemde salgın hastalıklarla mücadelede ve aşı üretiminde öncüydü. Peki ya bugün? Sağlıkta teknolojinin sınır tanımadığı bu çağda, o mirası daha ileriye taşımak mümkün değil mi?

Dijitalleşmenin sunduğu imkânlarla, biyoteknoloji, genetik mühendisliği ve yapay zekâ gibi alanlardaki gelişmeleri sağlık sistemine entegre etmek, Refik Saydam’ın halk sağlığı v